su

su
-yu is.
1. 水: \su bardağı 水杯 \su basıncı 水压 \su birikintisi 水塘, 池沼, 水潭, 水坑 \su borusu 水管 \su boyası 水彩颜料 \su deposu (或 hazinesi) 水库, 储水池 \su düzeyi 水平面, 水位 \su hattı (或 kesimi) (船的)吃水线 \su işareti (纸张上的)水印图案 \su kulesi 水塔 \su saati (或 sayacı) 水表 \su sandığı 水箱 \su seti 分水岭 \su tulumbası 水泵 içilir \su 饮用水 içme \suyu 饮用水 iyi \su 饮用水 kaynar \su 开水, 沸水 kullanılmış \sular 污水, 废水 maden \suyu 矿泉水 musluk \suyu 自来水
2. 江, 河, 川: \su basan taban ovası 河套平原 \su basan tabanı 河床, 河槽 \su başı 水源, 河源 \su boyu ormanı (或 ağaçlığı) 沿岸的树林 \su bölümü 流域 \su bölümü çizgisi 分水岭 \su kavşağı 河流交口 \su yatağı 河床 dar \su 航道狭窄的地方 Türk \suları 土耳其河流
3. 水域, 海域: anvatan (或 kara) \suları 领水, 领海 umum \suları 国际水域
4. (水果等的)汁, 露: domates \suyu 蕃茄汁 mide \suyu 胃液 portakal \suyu 橙汁
5. 香精, 精: çiçek \suyu 花露水 gül \suyu 玫瑰香水
6. 肉汁, 肉卤, 菜汤: et \suyu 肉汤 tavuk \suyu 鸡汤
7. 边饰, 缘饰
8. 水(指洗的次数): bir \su yıkamak 洗一水 iki \su yıkamak 洗两水
9. 技́ 淬火: \su alan çelik 淬过水的钢 \su alma yeteneği 技́ 可淬性, 淬透性 Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler. 这把刀的淬火没弄好。
◇ \su alma teknesi 1) 阴沟, 污水槽 2) 抽水马桶 \su almak 1) (船、鞋子等)进水: Ayakkabım su alıyor. 我的鞋进水了。Çarpışmanın tesiriyle her iki tekne de su almaya baçlamıştı. 两条船相撞, 都进水了。 2) 往船上装饮用水 3) 医́ 抽腹水, 抽积水 \su banyosu 化́ 水浴 \su baskını 发大水 \su basmak 淹没, 发大水: Eğer bir yağmur yağarsa evi su basar. 一下雨, 屋里就闹水灾。\su bombası 军́ 鱼雷发射器 \su boşaltmak 排水 \su buğusu 水蒸气 \su buharı 水蒸气: \su buharı gerilimi 水蒸气压 \su camı 化́ 水玻璃 \su cenderesi (火车站的)鹤嘴型上水管, 水鹤 \su cismi 解́ 眼房水 \su çarpmak 往脸上泼水洗 \su çekmek 1) 吸水 2) 抽水, 打水, 取水 \su dökmek 1) 排尿, 撒尿 2) 洗澡 \su dökmelik 小便池, 小便处 \su dökünmek 冲澡: Yoruldum, terledim, su dökündüm, rahatladım. 我累得浑身是汗, 冲了个淋浴, 舒服多了。\su etmek (船)漏水, 渗水 \su geçirir 可被渗透的 \su geçmez 不透水的, 防水的 \su gelmek 流羊水 \su gibi 1) 湿淋淋的, 水淋淋的 2) 非常简单 \su gibi akmak 1) 时光如流水 2) 财源滚滚 -i \su gibi bilmek 了如指掌, 精通, 熟知 \su gibi ezberlemek 背得很流利, 背得滚瓜烂熟 \su gibi gitmek (钱)花得如流水一样 \su gibi okumak 念得很流利 \su gibi olmak 湿透 \su gibi terlemek 挥汗如雨; 汗如雨下 \su giderme 1) 排水: \su giderme borusu 排水管 2) 脱水 \su görmemiş 脏的, 脏乎乎的; 脏的, 没洗的 \su götürmez 无可争辩的, 不容置疑的, 无可挑剔的 \su götürür yeri olmamak 无可争辩, 无法反驳, 无可挑剔 \su gücü fabrikası 水力发电站, 水电站 \su içinde (价格)最低, 至少: Şu gelinlik su içinde üç yüz dolar eder. 这件婚纱至少值300美元。\su içinde kalmak 1) 浑身汗湿: İhtiyarladık artık! Şu dokuz basamağı çıkarken su içinde kalıyorum. 我们已经老了, 才爬了这么9级台阶, 就已经浑身是汗了。 2) 浑身湿透 \su içmek gibi 象喝水一样; 不费吹灰之力, 不费劲儿; 一点不费事 \su iktiza etmek 宗́ 需要沐浴 \su inmesi 医́ 积水, 水肿 \su kaçırmak 1) 漏水, 渗漏 2) 俚́ 使忧虑, 使烦恼, 使人担心, 找麻烦, 使头疼 3) 拐弯抹角地说, 含蓄地说 \su kaldırmak (米等煮的时候)吸水 \su kanalı 解́ 管, 导管 \su kanal sistemi 动́ 水管系 \su kapmak 1) 变湿, 受潮 2) (伤口)化脓, 溃烂 \su katılmamış (或 katılmadık) 不含水的, 纯的, 不搀杂的; 真正的, 十足的: Ali, su katılmadık Türktür. 阿里是一个纯粹的土耳其人。\su kesmek (或 kesilmek) 化成水 \su koyuvermek 1) (蔬菜和肉在煮的时候)出汤, 化成水 2) 不守诺言, 反悔 \su kuşu 1) 水鸟 2) 鸭 \su kuvvet merekezi 水力发电站, 水电站 \su kültürü 1) 水产养殖 2) (植物的)水培法 \su örtüsü 1) (池塘、湖泊等的)一大片平静的水面 2) 含水层 3) 帘状瀑布 \su pahasına vermek 卖得非常便宜 \su salıvermek 1) (蔬菜和肉在煮的时候)出汤, 化成水 2) 不守诺言, 反悔 \su sıkıntısı çekmek 遭受缺水的痛苦 \su sızdırmaz 不透水的, 防水的 \su üstüne çıkmak 浮出水面, 升出水面 \su vermek 1) 浇水; 灌溉 2) 给(牲口)喝水 3) 给(某人)水喝 4) 淬火 \su yalağı 1) 阴沟, 污水槽 2) 抽水马桶 \su yapmak (船)漏水, 渗水 \su yedeği 水眼, 井眼, 泉眼 \su yolunda yatmak 俚́ 在外工作, 在外干活 \su yüzü görmemiş 脏的, 脏乎乎的; 脏的, 没洗的: Bu bardaklar su yüzü görmemiş. 这些杯子好象没洗。\su yüzüne çıkmak 水落石出 \suda balık satmak 事情还未成功就要分享好处 \suda pişmiş 煮沸的, 煮熟的, 煮开的 \sudan çıkmak 浮出水面, 露出水面, 升出水面 \sudan çıkmış balığa dönmek 不知所措 \sudan çıkmış fare gibi 象落汤鸡似的 \sudan çıkmış sıçana dönmek 变成落汤鸡 \sudan geçirmek 1) 粗略地洗(衣服) 2) 把(衣服)漂洗一下, 过过水 \sudan sebep 编造的借口, 谎言 \sudan ucuz 非常便宜 \sular kararırırken 傍晚时分, 日落时分: Sular kararırken şehre varmıştık. 日落时分, 我们赶到了城里。\sular kararmak 天黑: Sular kararınca kuşlar yuvalarına dönerler. 天一黑, 鸟儿就会归巢。\sular kırılmak 天气变暖 \suları yarmak 劈波斩浪 \suya atlama 跳水 \suya boğulmak 被水淹没 \suya çizgi çizmek 白忙活, 做无用工, 瞎耽误工夫 \suya düşmek (事情或计划)落空, 泡汤 \suya gömmek 水葬 \suya göstermek 轻轻涮一涮, 漂洗一下, 撩水洗一下 -i \suya götürüp susuz getirmek 欺骗: Beni suya götürür de susuz getirir. 他还会骗我。\suya pala çalmak 白忙活, 做无用工, 瞎耽误工夫 \suya sabuna dokunmamak 不涉及敏感问题, 回避敏感问题 \suya salmak 扔进水, 白白地花了 \suya yönelim (动植物的)向水性, 趋水性 \suyu baştan (或 başından) kesmek 把事物消灭在萌芽状态, 采取防范措施 \suyu çekilmek 干涸, 变干, 干燥 \suyu çekilmiş değirmene dönmek 1) 变得毫无用处, 变得无所作为: En iyi yardımcısından yoksun kalınca suyu çekilmiş değirmene döndü. 失去了最好的助手, 他一事无成。 2) 变得寂静无声: Okullar tatile girince okul, suyu kesilmiş değirmene döndü. 一放假, 学校就变得寂静无声。\suyu çıkmak 变乏味, 失去吸引力 \suyu görmeden paçaları sıvamak 还没见到水就卷裤腿 \suyu ısınmak (或 kaynamak) 快要完了, 快要倒霉: Dikte heveslilerinin suyu ısınmışa benzemektedir. 那些想搞独裁的人看来要完蛋了。\suyu seli kalmamak 烧干, 煮干 \suyu sert 1) 淬火好的, 非常硬的(钢) 2) 严厉的, 苛刻的(人) \suyu yokuşa akıtmak 制造麻烦; 阻挠, 刁难, 为难 \suyu yokuşa sürmek 制造麻烦; 阻挠, 刁难, 为难 \suyu yumuşak 好脾气的, 少言寡语的 \suyun akıntısına gitmek 走着瞧, 追随事态的发展 \suyun başı 1) 泉, 泉水, 源泉; 水源, 河源 2) 关键人物 \suyun yüzüne çıkmak 水落石出: Gerçekler suyun yüzüne çıktı, biz de kurtulduk. 真相大白, 我们也解脱了。\suyuna gitmek 迁就, 迎合, 纵容, 姑息 -in \suyuna pirinç haşlanmamak 不可信, 不可靠: Ona güvenip iş kurma, suyuna prinç haşlanmaz. 别指望他办事, 他靠不住。-in \suyuna pirinç salınmamak 不可信, 不可靠: Onun suyuna pirinç salınmaz. 此人靠不住。\suyuna tirit 无关紧要的, 无足轻重的; 肤浅的, 浅薄的, 皮毛的 \suyuna tirit geçinmek 1) 勉强过(日子), 勉强生活 2) 相处得马马虎虎 \suyunca gitmek 迁就, 迎合, 纵容, 姑息 \suyunu almak 1) (食物)脱水, 控干 2) (原油)脱水 3) (食物)滗汤: yemeğin \suyunu almak 滗出菜汤 \suyunu bulandırmak 搅浑水, 捣乱, 破坏: Kıskançlık yaptı, suyumuzu bulandırdı. 他嫉妒, 把我们的事儿搅了。\suyunu çekmek 1) 煮干, 熬干 2) 花光, 花完, 消耗光: Cephane suyunu çekti. Süngü hücumuna kalkılacak. 弹药打光了, 即将进行白刃战。\suyunu kesmek (船)堵漏 \suyunun \suyu 1) 远亲 2) 八杆子够不着的, 风马牛不相及: Onun bizimle ilgisi yok; suyunun suyu biridir. 他和我们毫无关系, 根本不沾边
◆ Su akar göz kapar. 一切在运动, 一切在变化。Su akarken testiyi doldurmalı (或 doldur) . 人无远虑, 必有近忧。Su aktığı yere yine akar. 好运会再来的。Su alçağa akar. 水往低处流。Su bulanmayınca durulmaz. 凡事总有水落石出的时候。Su bulununca (或 görülünce) teyemmüm bozulur. 有好的就不用差的。Su küçüğün, söz (或 sofra) büyüğün. 要尊老爱幼。Su testisi su yolunda kırılır. 要想达到目的, 就得付出代价。Su uyur, düşman uyumaz. 对敌人的警惕心不能有丝毫松懈。Su yatağını bulur. 天生我才必有用。Suyu getiren de bir, testiyi kıran da. 成也萧何, 败也萧何; 水能载舟, 亦能覆舟。Suyu mu çıktı? (某地)有什么不妥吗?你为什么不想去?Suyu nereden geliyor? 钱从哪儿来: Çok harcama yapıyorsun, suyu nereden geliyor? 你要花很多钱, 可钱从哪儿来呢?Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork (或 sakın) . 平静水面低头汉, 多加提防莫小看。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”